Flaş gelişme: BioNTech / Pfizer aşısının etkinlik oranı değişti!

2023.06.05

Röportaj: Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık Projemizin Çok Güzel Sonuçlar Doğuracağına Eminiz

Hayat Holding olarak Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle hazırlanan 'Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık' projesiyle toplumda ekolojik farkındalığı arttırmayı amaçlıyor. Hayat Holding Global Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Çağlayan Kent ile projeyi konuştuk.

İklim krizi artık kapıda bekliyor. İklim krizi ile mücadele için tek bir kişinin çabasıyle çözülecek bir konu değil. Toplum olarak ortak bir bilinç oluşturup, gelecek nesillere sürdürülebilir yarınlar sunabiliriz. Hayat Holding, Milli Eğitim Bakanlığı'nın desteğiyle 'Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık' projesine başladı. Bu projeyle 300 okulda 600 Öğretmen, 30 Bin Öğrenci ve 60 Bin Veliye ulaşmayı hedefliyor. 'Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık' projesini Hayat Holding Global Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Çağlayan Kent ile konuştuk. İyi Okumalar....

Tanımayanlar için Çağlayan Kent'i tanıyabilir miyiz?

Ankara’da doğdum. 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun oldum. 25 yıllık iş hayatım süresince iletişimin hem medya, hem ajans hem de kurumsal tarafında görev yaptım. 2021 yılından bu yana Hayat Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü olarak görev yapıyorum. Evliyim ve 20 yaşında bir oğlum var.

Genel hatlarıyla ‘Hayata İyi Bakarız’ Ekolojik Okuryazarlık projesini anlatır mısınız?

Hayat olarak “Hayata İyi Bakarız” teması üzerine dayandırdığımız, sürdürülebilirlik vizyonumuza paralel iyiliğin nesilden nesle taşınabilmesi için uzun vadeli, kalıcı ve sürdürülebilir hedeflerle hareket ediyoruz. Toplumsal ihtiyaçları esas alan konular bizim hem bugünümüzün hem de geleceğimizin daima önceliği. Bu vizyondan yola çıkarak; Hayat Holding olarak Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle yaptığımız detaylı ve titiz çalışmaların ışığında Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık Eğitim Projemizi geliştirdik. Ocak ayında lanse ettiğimiz eğitim projemiz ile Türkiye genelinde ilkokul 3. ve 4. sınıf öğrencileri ile öğretmen ve velilerin, ekolojik okuryazarlık düzeylerini artırmayı hedefliyoruz. Projemiz aynı zamanda; Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 4. maddesi “Nitelikli Eğitim”, 10. Maddesi “Eşitsizliklerin Azaltılması, 13. maddesi “İklim Eylemi” ve 17. madde olan “Amaçlar için Ortaklıklar” çerçevesinde oluşturuldu.

Projemiz Meteoroloji Genel Müdürlüğü Kuraklık Haritası’na göre Türkiye temsili olarak belirlenen öncelikli 10 ilde, 30.000 öğrenci ile başladı. Projemizin içerik kurulunda yer alan Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Perktaş, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Bayhan ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bengisu Koyuncu “İklim Değişikliği”, “Biyoçeşitlilik”, “Eko – Vatandaşlık” ve “Doğal Kaynakların Yönetimi” üst başlıklarında eğitim materyalleri hazırladı. Bu içerikler okullarda birebir uygulanıyor ve ayrıca nitelikli eğitim ve fırsat eşitliği ilkeleri gözetilerek öğrenci ve öğretmenler için “açık kaynak” olarak kullanılıyor.

Projedeki ana hedefleri neler?

Projemizdeki ana hedeflerimizi; eğitimlerimizle Türkiye geneli 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin ve velilerinin iklim değişikliğine uyumlarını güçlendirmek, ekolojik okuryazarlık kapsamında bilgi ve farkındalıklarını artırmak, kaynakların tükenmesini önleme ve korumaya yönelik davranışların geliştirilmesini sağlamak olarak sıralayabilirim. 

Topluma ne gibi faydalar sunacak?

Hükûmetler arası İklim Değişikliği Paneli’nin araştırmalarına göre iklim krizi çok yakın. Dünyanın ve canlıların yaşamlarına sağlıklı şekilde devam etmesi için bu durumu yavaşlatmak ve tersine çevirmek için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü bu sanılanın aksine bireysel değil, toplumsal bir kriz. Bu sebeple kolektif olarak hareket etmeliyiz. Burada devreye etki alanı büyük ve geniş kitlelere hızla ulaşma gücüne sahip şirketler devreye giriyor. Bu şirketlerden biri olan Hayat Holding olarak hayata geçirdiğimiz ekolojik okuryazarlık projesi ile çok önemli bir unsur olan “ortak bilinç” oluşturma konusunda topluma fayda sağlıyoruz. Eğitim projemizle geleceğimizin mimarı olan çocuklarımızı bilinçlendiriyor, ekolojik duyarlılıkları olan bir bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu adımın topluma sağladığı faydalar saymakla bitmez. Ancak birkaç örnek vermem gerekirse; ekolojik olarak duyarlı bireyler, doğal kaynakların korunması, çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi konularda farkındalık sahibi olur ve bu da onların gelecekte daha sürdürülebilir bir toplum için çalışmalarını sağlar. 

Şu ana kadar hangi aşamaları kaydettiniz?

“Ekolojik Okuryazarlık” üst başlığında hazırlanan ve toplamda 28 saati kapsayan destekleyici eğitim programımız 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı’nın ikinci döneminde başladı ve Nisan ayında eğitici eğitimlerini tamamladık. İklim değişikliği farkındalığına katkıda bulunma ve gezegendeki kaynakların kıtlığına dikkat çekme hedefiyle uyguladığımız projenin eğitici eğitimlerine 10 ilden 452 öğretmen katıldı ve hepsinden çok güzel dönüşler aldık. Eğitimler sonrasında hızlıca uygulamaya başlayan öğretmenlerimizden, öğrencilerin meraklı geri dönüşlerini dinlemek bizim için gurur verici oldu. 2022-2023 Eğitim Öğretim yılı Bahar Dönemi kapsamında 300 okulda, 600 öğretmen, 30 bin öğrenci ile 60 bin veliye ulaşmayı hedefliyoruz.

İlkokul çağındaki çocukları seçmenizin özel bir nedeni var mıdır?

İklim krizi tüm dünyanın yaşadığı ortak bir sorun olarak gündemimizde yer alıyor. İklim krizini veya yaşadığımız diğer çevresel sorunları yavaşlatmak veya bu duruma uyum sağlamayı öğrenmek hepimizin sorumluluğunda. Bunun en hızlı yollarından biri ise şüphesiz, geleceğimiz olan çocukları bilinçli, farkındalığı yüksek, ekolojik duyarlılıkları olan bireyler olarak yetiştirmekten geçiyor. Çocuklara erken yaştan itibaren yapılan her yatırım, sadece çocuğun yaşamını dönüştürmekle kalmıyor, bilinçli kuşakların yaşam sürdüğü refah içinde bir dünya anlamına da geliyor. Bu sebeple biz de bilinçlendirme çalışmalarımıza ilkokul çağındaki çocuklarla başlamaya karar verdik ve çok güzel sonuçları olacağını şimdiden görebiliyoruz.

Sürdürülebilir yarınları en çok engelleyen neden nedir sizce?

Sürdürülebilir yarınlara ulaşmamızı engelleyen birçok faktör var. Bunlardan en önemlileri fosil yakıt kullanımı ve beraberinde gelen çevresel koşullar. Özellikle kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar, ulaşım, elektrik ve ısınma için enerji üretmek üzere kullanılan ve yenilenemeyen kaynaklar. Aynı zamanda bu yakıtların yakılması atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit ve diğer sera gazları salarak iklim değişikliğine sebep oluyor. İklim değişikliği de deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve yiyecek ve su kıtlığı gibi birçok etkiyi beraberinde getiriyor. Aynı zamanda tüm canlıların sağlığına ciddi oranda zarar veriyor ve biyoçeşitliliği azaltarak ekosistemleri tahrip ediyor. 

Öte yandan artan nüfus ve buna paralel artan tüketim alışkanlıkları, kaynakların etkin kullanımı açısından tehdit oluşturuyor. Dünyanın 2050 yılında 10 milyara ulaşacağını düşünecek olursak, mevcut kaynakların bu tüketim hızına yetişmesi imkansız. Bu durum ekonomik sürdürülebilirlik açısından da bir tehdit. 

Bu nedenle Ekolojik Okuryazarlık projesini çok önemsiyoruz. Geleceğin üreticileri ve tüketicileri olacak çocukları bugünden iklim duyarlı bireyler olarak yetiştirmek, risklerden haberdar olmalarını sağlamak, sürdürülebilir iyi uygulamalarla tanıştırmak geleceğimizin en büyük teminatı.

Karbonsuz Gelecek hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yıllardır doğaya verdiğimiz zararın minimuma indirildiği ve gezegenimizin sürdürülebilirliğinin korunduğu karbonsuz bir gelecek elbette hepimizin hayali. Ancak bu hayale ulaşabilmemiz için atmamız gereken çok önemli adımlar var. Evlerde ve iş yerlerinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının, enerji verimliliğinin artırılması, döngüsel ekonomiye katılıatık yönetimi, döngüsel ekonomiye katılım ve tüm bunların sonucunda karbon ayak izinin azaltılması bu adımlardan sadece birkaçı.

Hayat olarak hedefimiz, 100. yılımız olan 2037’ye karbon nötr bir şirket olarak girmek. Bu hedefi gerçekleştirmek için hayata iyi bakan pek çok iyi uygulama gerçekleştirdik, yenileri için de kolları sıvadık. Örnek vermem gerekirse;

  • Temizlik kağıtlarında, sektör normlarından 4 kat daha az su tüketerek üretim yapıyoruz.
  • Yer altı su kaynaklarını %50 daha az kullanıyor, atık su miktarını günden güne azaltıyoruz.
  • Global üretim tesislerimizde “yerinde üret, yerinde tüket” yaklaşımıyla bugüne kadar sağladığımız enerji verimliliğini bir adım ileriye taşımaya karar verdik.
  • 2023 yılı içerisinde üretimlerimizde yenilebilir enerji payını artıracağız.
  • Güneş santrallerimizi tüm tesislerimizde devreye alacağız.

Toplumdaki farkındalık düzeyini arttırmak için neler yapmak gerekir?

Toplumun çevresel sorunlar hakkında bilinçli olmasının kolektif olarak doğayı korumak için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğitim kuşkusuz ki, bu farkındalığı sağlamanın en önemli aracı. Hayat Holding olarak biz de eğitim gibi güçlü bir aracı kullanarak bilinçli bir toplum yaratma hedefiyle yola çıktık. Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık projemizin bu yönde çok güzel sonuçlar doğuracağına eminiz.

Global bir şirket olarak sadece Türkiye’de değil, bulunduğumuz tüm coğrafyalarda eğitim odaklı sosyal fayda projeleri gerçekleştiriyoruz. Ülkemizde imza attığımız pek çok projeyi, etki alanını artırmak için bulunduğumuz diğer ülkelerde de hayata geçirmek için çalışıyoruz. Pandemi ve yaşadığımız deprem felaketiyle birlikte yerkürenin ve dolayısıyla toplumların sürdürülebilirliğine ilişkin kaygılar artık her ülkenin gündeminde. Bu nedenle daha proje geliştirme aşamasında global meseleleri değerlendiriyor, bulunduğumuz ülkelerin toplumsal ve kültürel kodlarına uygun olarak bu projeleri uyumlandırıyoruz.

Kişisel olarak nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?

Zor bir soru. İklim krizin, mesleki olarak çalışan biri olarak endişe duyduğumu ifade etmeliyim. Özellikle beklenen nüfus artışı ve buna paralel artacak tüketim ihtiyacının karbonsuz gelecek hedeflerinde sapmalara neden olabileceğini düşünüyorum. Yine de küresel kollektif bilincin uyandığını görmek umut verici. Burada sürdürülebilirlik yaklaşımının tüm değer zincirinde aynı sorumluluk duygusuyla sahiplenilmesi çok önemli. Bir başka önemli nokta ise, bu prensiplerin tüm dünya coğrafyaları için geçerli olması. Bugün pek çok Avrupalı şirket karbon yaptırımlarından geçer not alabilmek için üretim üslerini az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere taşıyor. Günün sonunda hepimizin aynı havayı soluduğunu unutmamak lazım. Amacımız tüm eko sistemi gözetmek olmalı.

Volkan ARGIN

KarbonsuzGelecek.com