Flaş gelişme: BioNTech / Pfizer aşısının etkinlik oranı değişti!

2022.12.20

Tüm Değer Zincirimizi ve Tüketicileri de Kapsayacak Şekilde Daha Yoğun Çalışmamız Gerekiyor.

Karbonsuz Gelecek için adımlamadan çok, hızlı bir koşu halindeyiz. Peki, her gün milyonlarca insanın hizmet aldığı, otomotiv bakım sektöründe neler oluyor. Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Başkanı Serkan Bakırtaş, Karbonsuz Gelecek için atılan adımlar ve gelecek planlarını anlattı.

12 farklı derneğin bir araya gelmesinden oluşan, Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyon’un değerli başkanı Serkan Bakırtaş Bey ile Karbonsuz Geleceği konuştuk. Karbonsuz Gelecek için şu an neler yapıyorlar, gelecekte neleri planlıyorlar ve en önemlisi nasıl bir gelecek hayal ediyorlar hakkındaki tüm bilgileri bizlerle paylaştı.

Keyifli okumalar.

TOBFED’in kuruluş hikayesinde bahseder misiniz? Gelecek hedefleri nedir?

2013 yılında başlayan bu hikaye, otomotiv bakım ve satış sonrası hizmetler sektörünü daha organize, kurumsal ve verimli hale getirebilmek için harekete geçilmesini temel alıyor. 300.000 KOBİ'yi barındıran sektörümüzde, oto yıkama, otopark, vale, ekspertiz, oto bakım, aksesuarlar, cam filmi ve lastik gibi her gün milyonlarca işlemin gerçekleştirildiği sayısız iş kolu bulunuyor. Reel ekonominin ayakta durmasında bu emekçilerin, yeterince fark edilemeyen anahtar bir rolü var. 12 dernekle 81 ilde örgütlenen federasyonumuz, artık gelecek hedeflerine odaklanmaya hazır.

Bu doğrultuda "TOBFED Sürdürülebilir Gelecek Raporu ve Eylem Planı" adlı vizyon belgesi Ekim ayında duyuruldu. Vizyonumuz, stratejik işbirlikleri, nitelikli ve kapsayıcı mesleki eğitim ve istihdam, sürdürülebilir dönüşüm, teknoloji, girişimcilik ve sermayeye erişim noktalarında sektöre uluslararası bir kimlik kazandırmaktır. Bunun için de TOBFED Akademi, Kariyer, Girişimcilik, Sistem, Projeler ve Veri markalarını hayata geçireceğimiz çok yoğun bir 2023 yılının bizleri beklediğini söyleyebiliriz.

Gelecek vizyonunuzu ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımınızı biraz daha açar mısınız?

TOBFED'in yönetişimini, paydaş ilişkilerini ve iletişim stratejisini yeni gerçeklere uygun hale getirmekle başlayan vizyonumuz, çeşitli girişimlerle sürmektedir. Bu minvalde, Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) üyeliğimize ve bu platformun bizlere kazandırdığı, pozitif, ölçümlenebilir sosyal ve çevresel etki sağlayarak finansal getiri elde etme düsturuna da sektör olarak büyük önem veriyoruz. Örneğin TOBFED Sistem markamız, iki koldan boşluk analizi hayata geçirecek ve bulguları bir raporda toplayarak, kamuoyu, paydaşlar ve politika yapıcılar nezdinde savunuculuk yapacaktır. Bu iki kol, "Mevzuat ve Standartlaşma" ve "Kalite, Kontrol, Şeffaflık ve Etik" olarak belirlenmiştir. Bu yaklaşım doğrudan G7 ülkelerine etki yatırımcılığı konusunda strateji belgesi hazırlayan Impact Taskforce'un (ITF) modelini takip etmektedir. Yine TOBFED Akademi kapsamında ülke genelinde model hizmet merkezleri açılması, TOBFED Kariyer ile mesleki yeterliliğini sağlamış çalışanların insana yakışır iş ile buluşması, TOBFED Girişimcilik ile yeni fikirleri ve sürdürülebilirlik odaklı sertifikalarını tamamlayan KOBİ'lerin risk sermayesi yatırımları ve elverişli borçlanma imkanlarıyla tanışması, TOBFED Veri ile bilgi çağını yakalayan, sosyal, çevresel ve ekonomik etkisini ölçen ve yöneten bir sektör olmayı hedefliyoruz. TOBFED Projeler markamız altında ise iklim eylemi, elektrikli araçlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, döngüsel ekonomi ve bağımlılıkla mücadele gibi temalarda projeler geliştirdik. Markalarımızı, tematik girişim sermayesi yatırım fonu, sosyal etki tahvili ve ağaçlandırma yoluyla karbon dengeleme sertifikası gibi yenilikçi modellerle şeffaf ve sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Uzun yıllardır hayalimiz olan Yeşil Bayrak da bu manada ele alınabilecek bir süreç. Yeşil Bayraklı işletmeler, hizmet standartları ve kaynak verimliliğinden, mesleki eğitime ve iş sağlığı ve güvenliğine kadar bir dizi kriterde işletmeleri değerlendiren bağımsız bir akreditasyon sistemi olarak hayata geçecektir.

Dünya’nın İklim Krizi ile mücadele edebildiğini düşünüyor musunuz? Neler yapılmalı?

Birleşmiş Milletler'in son çalışmaları, 2030 Gündemi'ni yakalamak için her yıl için 4.2 trilyon dolar ek kaynak gerektiğini belirtmektedir. Burada kamu yatırımları ve müdahaleleri veyahut hayırseverlik kavramı ile çözülemeyecek, muhakkak özel sektörü ve geniş kitleleri içine alması gereken zorlu bir süreç olduğu ortadadır. Benzer bir süreç, Sanayi Devrimi öncesine göre küresel sıcaklık artışını 1.5 derecede tutma hedefinde de gözlemleniyor. Bir reel sektör federasyonu olarak bizler, bu alanda üzerimize düşeni yapmak noktasında hızlı ve sonuç odaklı çalışıyoruz. Ancak tüm değer zincirimizi ve tüketicilerimizi de kapsayacak şekilde daha da yoğun çalışmamız gerekiyor. "TOBFED Sürdürülebilir Gelecek Raporu ve Eylem Planı" tam da bu amaca hizmet ediyor ve yoğun çalışmalarımızı bir plana oturtuyor. Bizce konuyu halkla ilişkiler ve kurumsal sosyal sorumluluk düzleminden çıkarmak gerekiyor. Yine kısa vadeli girişimler için de harcayacak vaktimiz olmadığı kanısındayız. Pozitif sosyal ve çevresel etkiyi işimizin temeline yerleştirerek, uzun vadeli, gerçekçi ve şeffaf bir yol haritasıyla hareket etmeliyiz. Diğer tüm anahtar paydaşlara da bu yaklaşımı öneriyoruz. Bu doğrultuda kurulacak nitelikli işbirliklerine kapımızın sonuna kadar açık olduğunu da belirtmek isteriz.

Karbonsuz Gelecek bilincini çocuk ve gençlere nasıl aktarabiliriz?

Türkiye'nin ikinci yüzyılındaki en büyük hedeflerinden birinin 2053'te karbon nötr olma taahhüdü olduğunu düşünüyoruz. Bu alanda geleceğin toplumunu ve ekonomisini oluşturacak çocuk ve gençlere büyük görevler düşüyor. Yeni nesillerin toplum ve çevre duyarlılıklarının hayli yüksek olması bu noktada önemli bir avantaj. Ancak doğru yönlendirmeye ve rol modellere ihtiyaç duydukları da bir gerçek. İşte bu yüzden akademi işbirlikleri kurmaya ve nitelikli mesleki eğitime yönelirken, tüm süreçlerimizin merkezine sürdürülebilir kalkınmayı koyduk. Bu noktada özellikle 4.3, 12.8 ve 13.3 alt hedeflerine odaklanıyoruz. Bunlar bildiğiniz üzere, sürdürülebilir kalkınma ve dünya vatandaşlığı eğitimini, evrensel sürdürülebilir yaşam biçimi anlayışının teşvik edilmesini ve iklim değişikliğiyle mücadele için bilgi ve kapasitenin geliştirilmesini kapsıyor. Herkesi bu sürecin bir paydaşı haline getirmemiz gerekiyor. Zira bir yandan da 2022 yılında Küresel Limit Aşım Günü 28 Temmuza kadar geldi ve bizlerin bu durum karşısında çocuk ve gençleri yalnız bırakmak gibi bir şansımız bulunmuyor.

Sektörünüzde döngüsel ekonomiyi destekleyecek neler yapıyorsunuz?

Sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği benimsemiş ve dijital dönüşümünü tamamlamış otomotiv hizmet noktaları oluşturmak için uçtan uca bir kalite standardı olarak konumlanacak Yeşil Bayrak projesi, önümüzdeki yılların en önemli kazanımlarından biri olacak. Suyun ve enerjinin verimli kullanımından atık yönetimine, yenilenebilir enerjiden çalışma şartlarını küresel ölçeğe yükseltmeye ve mesleki eğitime kadar pek çok alanda Yeşil Bayrak standartları kullanılacak. Burada bağımsız, şeffaf ve uzman bir süreç yürütülerek sektörümüz döngüsel ekonominin bir neferi haline getirilecek. Diğer yandan Yeşil Bayrak, "TOBFED Sürdürülebilir Gelecek Raporu ve Eylem Planı" kapsamında döngüsel ekonomiye hizmet edecek sayısız girişimimizden sadece bir tanesidir. Sorumlu üretim ve tüketim noktasında sektörümüz çok büyük fark yaratabilecek bir konuma ve ölçeğe sahip. Bu doğrultuda, model hizmet merkezlerimiz ve çok yönlü farkındalık yaratma ve kapasite geliştirme çalışmalarımız da en az Yeşil Bayrak kadar önemlidir.

Serkan Bakırtaş olarak nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?

Bir hayalden ziyade, bir vizyondan bahsetmek daha yerinde olacaktır. Zira her geçen gün momentum kazanan ve güçlenen bir sürdürülebilir dönüşüm hareketini en azından sektörümüz nezdinde başlatabildiğimize inanıyorum. 81 ilimizin her birinin sürdürülebilir kalkınma perspektifinde atılım yaptığı ve refahtan eşitlikçi pay aldığı, dezavantajlı gruplara fırsat eşitliği ve nitelikli platformlar sağlanan ve sektörümüzün küresel manada öncü bir konuma geldiği bir gelecek vizyonum var. Bu başlıkların her birinde planlı bir şekilde hareket ediyoruz. Ancak bu hareket, ancak tüm paydaşları işbirliğine ikna edebildiğimiz oranda bir hakikate dönüşecektir. Herkesi bizlere katılmaya davet ediyoruz.